400. Yıl Faaliyetleri İkili ilişkilerde Yeni Fırsatların Önünü Açtı

Hollanda ile Tűrkiye
(Osmanlı) arasındaki diplomatik ve ticari ilişkilerin başlamasının 400. Yılı münasabeti
ile geçtiğimiz yıl yapılan anma etkinlikleri Amsterdam Tartışmalarında masaya yatırıldı.
Hollanda Yazarlar Kulübü Başkanı Ahmet Suat Arı’nın yönetiminde ve panel
şeklinde gerçekleştirilen tartışmaya UETD Başkanı Veyis Güngör, Platform 400
Jaar Başkanı Gürkan Çelik, DSDF Başkanı Zeki Baran ve siyasetçi ve tarihçi
Zafer Aydoğdu panelist olarak katıldılar.

Panelistlerce, 400. Yıl
faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirlen yüzlerce faaliyetle Türkiye ve Türk
toplumunun imajına daha olumlu bir gürüntü kazandırıldığı, kutlamaların Türkiye`nin
gösterdiği ekonomik prestijin de fark edilmesini sağlaması bakımından da bir
milad olarak görülebileceğine vurgu yapıldı. Ayrıca gelecek yıl Türklerin
Hollanda`ya gelişinin 50. Yılı olması münasebeti ile de Türk sivil toplum kuruluşlarının
400. Yılda edindikleri tecrübelerin oldukça faydalı olacağı belirtildi.


Hollanda Yazarlar Kulübü’nün
UETD ve Türkevi Araştırmaları Merkezi’nin desteğiyle düzenlediği panel UETD’nin
400. Yıl çerçevesinde gerçekleştirdiği faaliyetlerin bir özetinin sunulduğu
sinevizyon gösterisi ile başlayan 17. Amsterdam tartışmalarında  UETD Hollanda Başkanı Veyis Güngör, Platform
400 Jaar Başkanı dr. Gürkan Çelik, Demokratik Sosyal Dernekler Federasyonu Başkanı
Zeki Baran ve Overijssel İl Genel Meclisi Üyesi ve tarihçi Zafer Aydoğdu 400.
Yılla ilgili değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştılar. 

Kutlamalar çerçevesinde,
Hollanda genelinde 33 faaliyet tertip eden UETD Hollanda Başkanı Veyis Güngör, gerek
hazırlık gerekse faaliyetler esnasında yeni ve heyecan uyandıran bir çok şey
őgrendiğini, ilk elçi Cornelis Haga`nın İstanbul macerasını ve bu esnada beş
parasız kalınca mihmandarı Kayserili Halil Paşa`dan borç 3000 florin borç
aldığını, padişahtan randevu alamamaktan dolayı ümitsizliğe düştüğü bir anda
Halil Paşa tarafından Aziz Mahmud Hüdayi’yle tanıştırıldığını ve bunun akabinde
de bir kaç gün içinde Padişahın huzuruna çağrıldığını öğrendiğini ifade
ederken, bunların 2011 yılında bilinmediğini belirtti.

Veyis Güngör, UETD’nin
faaliyetlerinin mümkün olduğunca halkın kolayca katılımı ve bilgilendirilmesine
yönelik olduğunu ve böylece geniş kitlelere ulaşıldığını belirtirken, ikili
ilişkileri tarihi perspektiften anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Veyis
Güngör’e göre 400. Yıl sayesinde ikili ilişkilerin bundan sonra çok farklı
kulvarlarda yürüyeceğinin de işareti verilmiştir.

Platform 400 Jaar Başkanı
Gürkan Çelik, 7 ülkesel vakıf ve 50’ye yakın kuruluşla ortaklaşa 80 belediyede
153 faaliyet gerçekleştirdiklerini ve bunları yaparken kuruluşların kendi
imkanları ile, özellikle de sübvansiyon almadan faaliyetler tertip ederek
insanları buluşturdukları için mutlu olduğunu ifade etti. Düzenledikleri
faaliyetlerin ana eksenini iki toplumu birbirine yakınlaştırma çabasının
oluşturduğunu ve bunda da başarılı olduklarını düşündüğünü belirten Çelik,
kutlamaları bir doğum günü partisi olarak gördüklerini ve doğum gününün de
dostlarla kutlandığı söyledi.

Bölgesinde yükselen Türkiye`nin
potansiyelinin 400. Yıl kutlamalarına ilgiyi artırdığını da ifade eden Çelik, Türk
toplumunun beşeri sermaye bakımından Hollanda`ya çok büyük artı değer sağladını
belirterek őrnekler verdi. Yaklaşık 380 bin nüfus içerisinde 23 bin kişinin üniversite
mezunu, 21 bin kişinın ise yüksek eğitim kurumlarında őgrenci olduğunu kaydeden
Çelik, 20 bine yakın da esnaf ve girişimci oldugunu belirterek her iki ülke
için de sevgi besleyen bu toplumun görmezden gelinemeyeceğini belirtti.

Demokratik Sosyal
Dernekler Federasyonu Başkanı Zeki Baran ise gerek UETD Hollanda gerekse
Platform 400 Jaar girişimini çok samimi ve fedakar gayretlerinden dolayı kutlayarak
başladığı konuşmasında, hazırlık aşamasında her iki devletin de Hollanda`daki Türk
sivil toplum kuruluşlarını gereğince dikkate almadıkları için kafasında bazı
soru işaretleri olduğunu belirtti. Ayrıca Hollandalıların görev icabı olanlar
hariç faaliyetlere pek ilgi göstermediğini de belirten Baran, Hollanda
medyasının da ülkeler arası resmi gezilerinin ötesinde programlara ilgi göstermediğini
ve bunu da, Rotterdam`da hedef gösterilen Türk siyasetçiler  olayında olduğu gibi Hollanda medyasının
tutumunu yadırgadıklarını belirtti. Zeki Baran’a göre bu durum bizim de gazete
patronlarımız, yazar çizerimiz, mikrofonlarımız, ekranlarımız olduğu zaman
düzelecektir, yoksa hep kendimiz çalar kendimiz oynarız. Baran’a göre, her ne
kadar bir çok eksiklik olsa da 400. Yıl sayesinde bir çok somut adımlar atıldı
ve bunlar hem toplum hem de iki ülke ilişkileri için çok önemlidir.

Overijssel İl Genel
Meclisi Üyesi Zafer Aydoğdu ise kutlama programlarının Wilders`in baskısı ile
negatif siyasetin gölgesinde başlamasına rağmen, ticari çıkarlar için Hollanda`nın sonradan rota değiştirdiğini idda
etti. 17 yüzyılda altın çağını yaşayan Hollanda`nın Osmanlı İmparatorluğu sayesinde
servetine daha da bir zenginlik kattığını ve ikili ilişkilerden sűrekli olarak
daha kazançlı olan kesimin Hollanda olduğunu belirtti.İIlişkilerin dünya
savaşları da dahil olmak üzere kesintisiz devam ettiğini belirten Aydoğdu,
ticaretin yanı sıra bilim ve sanat dalında da Hollanda`ya verilen bir çok
değerin olduğunu, ancak bunun tam bilinmediğini hatırlattı.

Panelistlerin
değerlendirmelerinin akabinde başlayan panelde önceden tespit edilen tezler
gerek panelistler gerekse katılımcılar tarafından tartışıldı. Bu tezlerle
alakalı yapılan yorumlar 400. Yıl faaliyetlerinin yeni fırsatlar yarattığını,
iki toplumun birbirini daha iyi tanımaları için tohumların atıldığı, her ne
kadar bugüne kadarki faaliyetlere benzer faaliyetler yapılmış olsa da özelde
400. Yıl has kazanımların söz konusu olduğu, 400. Yıl için tahsis edilen
bütçenin büyük oranda profesyonellere verilmesine rağmen sivil toplum
kuruluşlarının ellerinden geleni yaptığı konusunda görüş birliğine varıldı.  

Yazar Sadık Yemni`nin Türkiye`ye
dönüşü nedeni ile Hollanda Yazarlar Kulubü başkanlığını devralan Ahmet Suat
Arı, aynı şevkle Hollanda`daki Türklerin gündemini tartışmaya devam
edeceklerini belirtirken, illa da çözüm odaklı olmak istemediklerini, Amsterdam
Tartışmaları yoluyla çok farklı alanlarlardan konular üzerine beyin cimnastiği
yapmayı hedeflediklerini belirtti. 
Önümüzdeki aylarda da şu an gündemde olan ‘koruyucu ailelere verilen
çocuklar’ sorunu, Kűrt sorunu ve sosyal medya gibi konuları Amsterdam
Tartışmaları’nda ele alacaklarını belirtti.

22-02-2013, Demet TV