Categories Nieuws Artikelen

Turkse advocaten niet negatief over immigratieakkoord Turkije en EU

Turkse advocaten in Nederland zijn niet negatief over de nieuwe afspraken tussen de Europese Unie en Turkije. Dat laat voorzitter Ejder Kose van de vereniging van Turkse advocaten weten. De nieuwe afspraken tussen Turkije en de EU moet het voor Turkse onderdanen mogelijk maken om zonder een visum naar Europa te kunnen reizen.

Onderdeel tussen de afspraken is dat Europa, illegalen over de hele wereld die via Turkije, Europees grondgebied binnenkomen, terug kan sturen naar Turkije. In dat geval zou Turkije onderdak aan deze illegalen moeten geven en opdraaien voor de kosten voor het uitzetten van de illegalen naar hun eigen land.

Binnen de Turkse gemeenschap in Nederland was er ook een lange tijd de zorg dat de afspraken tussen Turkije en de EU zou leiden tot beperking van sommige rechten van Turken die in Europa woonachtig zij. Volgens de advocaten is dit niet helemaal waar.

Lees hieronder het persbericht van de Turkse advocaten (alleen in het Turks beschikbaar)

——-

 BASIN ACIKLAMASI | Geri Kabul Anlaşması ( GKA )

Değerli basın mensupları

Türk Hukukçular Birligi’ne Geri Kabul Anlaşmasiyla ilgili olarak sorular ve şikayetler gelmektedir. Türk toplumunu/kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla basın açıklaması yapılması uygun görülmüstür. Türk Hukukçular Birliği baskanı, avukat Ejder Köse ve başkan yardımcısı, avukat Ali Durmuş konuyla ilgili yaptıkları değerlendirmeyi sizinle paylaşmayı uygun gördük.

16 Aralik 2013 tarihinde Türkiye ve AB tarafından imzalanan Geri Kabul Anlaşmasını vize muafiyeti süreci içinde olumlu bir adım olarak değerlendirmekteyiz. Anlaşmada bir hukukçu gözüyle bazı eksikler ve muğlaklıklar olmasına rağmen bu anlaşmaya ‘yetmez ama evet’ perspektifiyle yaklaşmaktayız. 

Geri Kabul Anlaşmasi temelde neler içermektedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması ( GKA ), AB ülkelerinde yasal ola¬rak bulunan vatandaşlarımızı hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bir başka ifadeyle, GKA AB ülkelerinde yasal olarak ikamet eden veya çalışan vatandaşlarımızı ilgilendirme¬mektedir.

Geri Kabul Anlasmasi sadece ikameti yasal olmayan kişilerin Türkiye tarafindan hangi sartlarda geri kabul edileceğini belirtmekte. Bir kişinin yasal olup, olmamasi ise, o ülkenin (Hollanda veya baska AB ülkesi) kendi iç yasaları ve mevzuati gereği tespit edilmektedir. Yabancılar Yasasında herhangi bir değişikliğe yol açmamaktadır ve mevcut oturum haklarında herhangi bir kısıtlamaya yol açmamaktadır. Bunun aksinin ima edilmesi gerçekleri yansıtmamaktadır ve hukuken dogru değildir.

Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Geri Kabul Anlaşması mütekabiliyet temelinde, Türkiye’de veya AB’ye üye ülkelerden birinde, ülke¬ye giriş, ülkede bulunma veya ikamet etme koşullarını sağla¬mayan veya sağlayamaz duruma düşen kişilerin Anlaşma’da belirlenen şartlar ve kurallar çerçevesinde ilgili ülkeye geri gönderilmesini amaçlamaktadır.

Bu çerçevede yasadışı yollarla AB ülkelerine giden veya bu ülkelerde bulundukları sırada yasadışı duruma düşen (örneğin, vize süresini geçiren veya oturumu herhangi gerekçeye dayanarak iptal edilen) Türk vatandaşları ve Türkiye üzerinden Anlaşma’ya taraf diğer ülke veya ülke grubuna geçiş yap¬mış üçüncü ülke vatandaşlarının Anlaşma’da belirlenen şartlar ve kurallar çerçevesinde Türkiye’ye geri alınmasını temelde düzenlemektedir.

Yani burada, temel olarak Geri Kabul Anlaşması’nda, tarafların üçüncü ülke vatandaşlarının kabul/iade edilmesini öngörmektedir.

Geri Kabul Anlasmasinin temeli üçüncü ülke vatandaşlarının geri kabulu ve iadesiyle ilgili. Yani, Hollanda’da veya Avrupa’da yasayan ve ikamet eden Türk vatandaslariyla ilgili değildir! Türk vatandaslariyla ilgili maddeler, hiçbir şekilde hak kaybına yol acmamaktadir!

Bugüne kadar zaten yasal ikamet etmeyen vatandaşlarımız (‘turist’) Yabancılar polisince yakalandıklarında, sınırdışı işlemlerine tabii tutuluyor, Türk pasaportu, Nüfus cüzdanı olduğunda, hemen sınırdışı ediliyordu, eğer yoksa, Türk Konsolosluğu aracılığıyla ‘’seyahat belgesi, laisser passer” alındıktan sonra, Türkiye’ye sınırdışı edilyordu. Böyle bir mevzuat ve uygulama zaten vardı ve Türkiye Cumhuriyeti zaten vatandaşlarını herzaman geri kabul ediyordu.

Yasal olarak ikamet (oturum izni olan) eden vatandaşlar rahat olabilirler: herhangi bir hak kaybında (örneğin oturumun iptali halinde), açacağıi davayı Hollanda’dan sürdürebilir, burdan hakkını sonuna kadar arayabilir. Bazı demeç ve basın bildirilerinde belirtildiği gibi, apar topar alikoyma, sınırdışı edilme sözkonusu değildir.

Ankara Anlasmasi

Yukarda belirttiklerimizin yanısıra, AB-Türkiye Ortaklık Hukukundan kaynaklanan haklar ba-kımından herhangi bir kayıp olmayacağı Geri Kabul Anlaşması’nda açıkça düzenlenmiştir. Geri Kabul Anlaşması’nın 18/2. maddesinde Anlaşma’nın, taraflardan birinin toprak¬larında yasal olarak ikamet etmiş/etmekte ya da çalışmış/ çalışmakta olanların hakları da dâhil olmak üzere, Ankara Anlaşması’nda, ilgili Ortaklık Konseyi Kararlarında ve ABAD’ın ilgili içtihadında öngörülen hak ve yükümlülüklere tam olarak saygı göstereceği belirtilmiştir.

THB olarak özellikle anlaşmanın 18/2. Maddesini olumlu buluyoruz zira bu maddede açıkça Türkiye-AB Ortaklık Hukukundan doğan haklara halel gelmeyeceği ve bu hakların saklı kaldığı ifade edilmiştir. Ayrıca özellikle anlaşmanın sonunda Ortak Deklarasyonu çok olumlu değerlendiriyoruz. Zira bu deklarasyonla akit taraflar 19 Şubat 2009 tarihli AB Adalet Divanı Mehmet Soysal kararının AB ülkelerinde uygulanması için gereken çalışmaların yapılması beyan edilmiştir. Bu deklarasyon gereği Türk işadamları ve hizmet sunucuların karar gereği tespit edilen vizesiz seyahat hakkı nihayet hayata geçirilecektir. Hukukçu olarak bu deklarasyonun mahkemelerde ilgili hak sahibi Türk vatandaşları tarafından bir dayanak olarak ileri sürülebileceğini düşünmekteyiz.

Anlaşmanın 18/2 maddesindeki yasal ikamet ve yasal çalışma kavramlarını AB-Türkiye Ortaklık hukuku çerçevesinde muğlak ve yoruma açık bulduğumuz için olumsuz değerlendiriyoruz. Zira Ortaklık Hukuku çerçevesinde Türk vatandaşları milli yasa ve mevzuata göre oturum/ikamet kartı veya vize olmasa bile belirli şartlara tabi olarak yasal olarak AB ülkesinde bulunma ve çalışma hakkına sahiptir. Bu durumdaki vatandaşlarımız dikkatli davranarak ikamet ve oturumuyla ilgili sorun yaşadığında yargıya başvurmalıdırlar. Bu durumda sınırdışı edilemeyecektirler.

Son olarak tabi ki üçüncü ülke vatandaşlarının kabul edilmesi Türkiye açısından sorunludur ve maddi külfet de beraberinde getirmektedir. Ancak üçüncü ülke vatandaşları 3 yıl sonra kabul edilecektir ve süreç içinde AB tarafından maddi destek sağlanacaktır. Bu bağlamda bile sınır güvenliğinin geliştirilmesini ve 3 yıllık süre sonunda vize muafiyetinin uygulanmasını olumlu olarak değerlendiriyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Türk Hukukçular Birliğ