HTIB boos op Turkse advocaten

Het HTIB (Hollanda Turk Isciler Birligi) is boos op de Turkse advocaten die gisteren in een persbericht verklaarden achter het immigratieakkoord tussen Turkije en de EU te staan. De Turkse gemeenschap in zowel Nederland als andere Europese landen zijn bang dat het akkoord tussen Turkije en de EU zal leiden tot een verslechtering van de rechten van Turken in Europa. Ook het HTIB is van mening dat de afspraken tussen beide landen niet goed zijn voor Europese Turken en spreekt van een ‘partijdige verklaring’ van de Turkse advocaten.

De Turkse advocaten die verklaren achter het immigratieakkoord te staan zijn ‘aanhangers van het AK Partij’ zegt Mustafa Ayranci van het HTIB.

In een verklaring roept Ayranci de Turkse advocaten op om openheid van zaken te geven.

Lees hieronder de verklaring van het HTIB. In het Turks

En lees ook: Turkse advocaten niet negatief over immigratieakkoord Turkije en EU
****

Amsterdam 10 Ocak 2014

TÜRK HUKUKÇULAR BİRLİĞİNDEN UTANÇ VERİCİ AÇIKLAMA

Türk Hukukçular birliği adına Av. Ejder Köse  tarafından “Geri Kabul Anlaşması” konusunda yapılan açıklama hem hukuk adına hem de Hollanda’da (AB’de) faaliyet gösteren bir sivil toplum örgütü adına utanç vericidir.

GKA hakkında yapılan açıklama hukuki dayanaktan yoksun,
gerçekleri gizlemeye çalışan, AKP Hükümeti’nin yandaşı bir kuruluş tarafından yapılan bir açıklama niteliğindedir. Bu açıklamanın Türkiye hükümetinin seçimiyle Hollanda’lı Türkiye kökenlilerinin temsilcisi olduğunu zanneden bir hukukçu tarafından yapılmış olması ayrıca kaygı vericidir.

Av. Ejder Köse  kendi anlatımlarının  basında yer aldığı kadarıyla,Türkiye AB Ortaklık Hukuku, Ankara Anlaşması ve 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı konusunda ve bu konulardaki davalar hakkında bugüne kadar yaptıkları açıklamalarının tam tersi bir açıklamayı neden ve hangi gerekçelerle yapıldığı üzerinde durmaya değmez bir konudur.

Ancak, Av. Ejder Köse ve Av. Ali Durmuş’u, kendi değerlendirmeleri ile ilgili ve değerlendirmelerinde yer veremedikleri aşağıdaki konu başlıklarında kamu oyuna açıklama yapmaya davet ediyoruz.

1. “16 Aralik 2013 tarihinde Türkiye ve AB tarafından imzalanan Geri Kabul Anlaşmasını vize muafiyeti süreci içinde olumlu bir adım olarak değerlendirmekteyiz.”

SORU: GKA metninde AB ülkelerinde ikamet etmekte olan (düzenli ya da düzensiz konumda) Türkiye vatandaşları için olumlu gördüğünüz tek bir kazanımı açıklayınız. Sadece bir tek  somut kazınım gösterebilirseniz GKA’na bizde olumlu bakacağız.

2.  “Öncelikle belirtmek gerekir ki, Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması ( GKA ), AB ülkelerinde yasal ola¬rak bulunan vatandaşlarımızı hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Bir başka ifadeyle, GKA AB ülkelerinde yasal olarak ikamet eden veya çalışan vatandaşlarımızı ilgilendirme-mektedir.”

SORU: GKA’nın 2(1) maddesinde anlaşmanın kapsamına giren kimseler tanımlanmaktadır. Buna göre kapsamda giriş, bulunma ve ikamet koşullarını yerine getiremeyen veya bu koşulları sonradan kaybeden Türkiyeli vatandaşları, üçüncü ülke vatandaşları ve vatansız kimseler yer almaktadır.”  Bu koşulları sonradan kaybeden Türkiyeli vatandaşları teriminin, AB ülkelerinde yasal olarak ikamet eden Türkiye vatandaşlarını da kapsadığını anlayamıyor musunuz?

3. “Geri Kabul Anlasmasi sadece ikameti yasal olmayan kişilerin Türkiye tarafindan hangi sartlarda geri kabul edileceğini belirtmekte. Bir kişinin yasal olup, olmamasi ise, o ülkenin (Hollanda veya baska AB ülkesi) kendi iç yasaları ve mevzuati gereği tespit edilmektedir. Yabancılar Yasasında herhangi bir değişikliğe yol açmamaktadır ve mevcut oturum haklarında herhangi bir kısıtlamaya yol açmamaktadır. Bunun aksinin ima edilmesi gerçekleri yansıtmamaktadır ve hukuken dogru değildir.”

SORU: Her insan yasaldır. İnsanların yasal olup olmaması gibi bir kavram yoktur. Sözkonusu olan, kişinin ikametinin yasal olup olmadığının tespitinin, o ülkenin ulusal mevzuatına göre yapıldığı ise doğru bir yaklaşım değildir (Bunu kendinizde sondan bir önceki paragrafınızda yalanlıyorsunuz.). Hollanda ulusal mevzuatına göre Hollanda’da ikametinin yasal olmadığı gerekçesiyle sınırdışı edilmek istenen veya Hollanda’ya girişi engellenen çok sayıda Türkiyeli vatandaşının Hollanda’daki ikametinin veya Hollanda’ya girişinin Türkiye AB Ortaklık Hukukuna göre yasal olduğu konusunda dava açan ve bu davaları kazandığınızı basına açıklayan siz değil misiniz? GKA’nın yürürlüğe girmesi halinde, aynı davaları aynı koşullarda açabileceğinizi ya da dava açmak isteyen kişilerin size aynı kolaylıkla ulaşıp davalarını takip edebileceklerini düşünüyor musunuz?

4. “Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Geri Kabul Anlaşması mütekabiliyet temelinde,  …………   ilgili ülkeye geri gönderilmesini amaçlamaktadır.”

SORU: GKA teorik olarak mütekabiyet esasını içermektedir. Ancak bu anlaşmanın tek taraflı olarak işleyeceği açıktır. Sizin bugüne kadar bildiğiniz,  Türkiye tarafından AB’ye geri gönderilen bir AB üyesi ülkenin vatandaşı var mıdır? GKA’ndan sonra bu tür geri gördermeler bekliyor musunuz? Anlaşmanın tek taraflı işleyeceğini görmüyor musunuz?

5. “Yani burada, temel olarak Geri Kabul Anlaşması’nda, tarafların üçüncü ülke vatandaşlarının kabul/iade edilmesini öngörmektedir.

Geri Kabul Anlasmasinin temeli üçüncü ülke vatandaşlarının geri kabulu ve iadesiyle ilgili.  Yani, Hollanda’da veya Avrupa’da yasayan ve ikamet eden Türkiye vatandaslariyla ilgili değildir! Türkiyeli vatandaslariyla ilgili maddeler, hiçbir şekilde hak kaybına yol acmamaktadir!”

SORU: GKA’nın kapsamında,  giriş, bulunma ve ikamet koşullarını yerine getiremeyen veya bu koşulları sonradan kaybeden Türkiye vatandaşları, üçüncü ülke vatandaşları ve vatansız kimseler yer almaktadır.

Bu herkesin anlayabileceği kadar açık bir ifadedir. Giriş koşulları, AB üyesi ülkelere herhangi bir gerekçeyle giriş koşullarını (gezi, geçici çalışma, eğitim, aile birleşimi, sürekli ikamet vb.), bulunma koşullarını (geçici ikameti ya da bulunma, gezi, geçici çalışma, eğitim vb.), ikamet koşullarını (sürekli ikamet koşullarını) tanımlar.

Türkiye vatandaşı olup; (1) sürekli ikamet koşullarını yerine getirenler, bu koşulları kaybetmesi ya da kaybettirilmesi halinde, (2) AB ülkelerinden herhangi birisine girişte, o ülke tarafından öngörülen herhangi bir belgeyi ibraz edememesi halinde, (3) gezi, geçici çalışma, eğitim, sağlık vb. nedenlerle  bir AB ülkesinde bulunanların, geçici bulunma için öngörülen koşullardan herhangi birisini yitirmesi halinde, GKA’nın kapsamındadır.

GKA’nda Türkiye vatandaşlarının ne şekilde sınırdışı edileceğine dair çok sayıda madde bulunmaktadır.

Bütün bu maddeleri sizin anlamamanız mümkün değildir. Hal böyle iken GKA’nın temel olarak üçüncü ülke vatandaşlarının sınırdışı edilmesi ve geri kabulüyle ilgili olduğunu, Türkiye vatandaşlarıyla ilgili olmadığını ve hak kaybına yol açmayacağını hangi güç size söyletmektedir. Bu kasıtlı yanlış bilgilendirmedeki amaç nedir?

Madem amaç düzensiz konumdaki üçüncü ülke vatandaşlarının geri gönderilmesi ve kabulüdür, Türk vatandaşlarının GKA’nın kapsamında ne işi vardır?
        
6. “Bugüne kadar zaten yasal ikamet etmeyen vatandaşlarımız (‘turist’) Yabancılar polisince yakalandıklarında, sınırdışı işlemlerine tabii tutuluyor, Türkiye pasaportu, Nüfus cüzdanı olduğunda, hemen sınırdışı ediliyordu, eğer yoksa, Türkiye Konsolosluğu aracılığıyla ‘’seyahat belgesi, laisser passer” alındıktan sonra, Türkiye’ye sınırdışı edilyordu. Böyle bir mevzuat ve uygulama zaten vardı ve Türkiye Cumhuriyeti zaten vatandaşlarını herzaman geri kabul ediyordu.”

SORU: Hollanda’da düzenli konumda bulunmayan Türkiye vatandaşları ile turist olarak bulunan Türkiye vatandaşlarının konumları birbirlerinden tamamen farklıdır. Turist Türkiye vatandaşlarının sınırdışı edilmesi söz konusu değildir. Hollanda’ya yasadışı yollardan gelen veya turist olarak gelip, vize süresinden fazla kalan veya kamu pasaportuyla gelip çalışma izni olmadan çalışan Türkiye vatandaşları sınırdışı edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti bu konumda olan vatandaşlarını almak zorundadır.

Turist vizesiyle gelip, herhangi bir AB ülkesinde hizmet sunan, turist vizesiyle gelip aile birleşimi için başvuran, hizmet sunucularının vizesiz olarak Hollandaya gelebileceğini savunan ve bunun Ortaklık Hukukunda yeri olduğunu söyleyen siz değil miydiniz?

Hollanda’ya turist olarak gelip vize süresi sonunda Hollandayı terketmeyen ve kayıtdışı olarak çalışmaya başlayan Türkiye vatandaşları ile yasadışı yollarla gelip Hollanda’da ikamet etmeye çalışan Türkiye vatandaşlarının, Hollanda’da yasal ikameti bulunan, daha da ötesinde Hollanda’da doğup büyümüş sonradan yasal ikamet statüsü kaybettirilmiş Türkiye vatandaşlarının aynı konumda görülmesi sizi rahatsız etmiyor mu?

7. “Yasal olarak ikamet (oturum izni olan) eden vatandaşlar rahat olabilirler: herhangi bir hak kaybında (örneğin oturumun iptali halinde), açacağıi davayı Hollanda’dan sürdürebilir, burdan hakkını sonuna kadar arayabilir. Bazı demeç ve basın bildirilerinde belirtildiği gibi, apar topar alikoyma, sınırdışı edilme sözkonusu değildir.”

SORU: Yasal ikametini kaybeden ya da kaybettirilen Türkiye vatandaşlarının, sınırdışı kararının Hollanda’daki yargı süreci tamamlanmadan  uygulanamayacağını belirtiyorsunuz. Bunun GKA’nda hangi maddede yer aldığını açıklayınız. Bu iddianızı “Açıklamalı Yol Haritası”na dayandırıyorsanız ya hukuk bilmiyorsunuz ya da kasıtlı açıklama yapıyorsunuz. Bu süreçte imzalanan Protokol’ün ve eki Yol Haritasının mahkemelerde anlaşma gibi değerlendirilmesi mümkün değildir. GKA ise Parlamentolardan geçerek yasa halini alacaktır. Parlamentodan geçmeden GKA’da mahkemelerin dikkate alacağı bir metin değildir. Bu görüşe katılmıyor musunuz?

8. “AB-Türkiye Ortaklık Hukukundan kaynaklanan haklar ba¬kımından herhangi bir kayıp olmayacağı Geri Kabul Anlaşması’nda açıkça düzenlenmiştir. Geri Kabul Anlaşması’nın 18/2. maddesinde Anlaşma’nın, taraflardan birinin toprak¬larında yasal olarak ikamet etmiş/etmekte ya da çalışmış/ çalışmakta olanların hakları da dâhil olmak üzere, Ankara Anlaşması’nda, ilgili Ortaklık Konseyi Kararlarında ve ABAD’ın ilgili içtihadında öngörülen hak ve yükümlülüklere tam olarak saygı göstereceği belirtilmiştir.

THB olarak özellikle anlaşmanın 18/2. Maddesini olumlu buluyoruz zira bu maddede açıkça Türkiye-AB Ortaklık Hukukundan doğan haklara halel gelmeyeceği ve bu hakların saklı kaldığı ifade edilmiştir.”

SORU: Bu paragrafın Türkiye AB Ortaklık Hukukundan kaynaklanan hakların korunmasıyla uzaktan yakından bir ilgisi bulunmamaktadır. Türkiye AB Ortaklık Hukuku, ABAD kararları da dahil AB müktesebatının zaten ayrılmaz parçasıdır. Dikkat edilirse, 18/2. maddede, AB ülkelerinin ABAD kararları da dahil Türkiye AB Ortaklık Hukukuna tam olarak saygı göstermesi değil, GKA’nın tam olarak saygı göstermesi ifadesi  bulunmaktadır.

Buradan anlamanız gereken şudur. Hollanda’nın ulusal mevzuatına göre sınırdışı etmek istediği bir Türkiye vatandaşının, şayet Türkiye AB Ortaklık Hukukuna göre sınırdışı edilemeyeceği Mahkeme tarafından kararlaştırılmışsa (sizin böyle çok davanız bulunmaktadır) GKA bu kişinin sınırdışı edilmesi için kullanılamayacaktır. Yani GKA, Türkiye AB Ortaklık Hukukuna dayanan kararlara saygılı olacaktır.

Siz Türkiye AB Ortaklık Hukukuna göre neticenlendirilmiş bir hakkın, GKA’na göre geri alınmamasını, Türkiye AB Ortaklık Hukuku kapsamında kazanılmış hakların korunması, yaygın bir şekilde uygulanması olarak mı algılıyor sunuz?

9. “Özellikle anlaşmanın sonunda Ortak Deklarasyonu çok olumlu değerlendiriyoruz. Zira bu deklarasyonla akit taraflar 19 Şubat 2009 tarihli AB Adalet Divanı Mehmet Soysal kararının AB ülkelerinde uygulanması için gereken çalışmaların yapılması beyan edilmiştir. Bu deklarasyon gereği Türkiyeli işadamları ve hizmet sunucuların karar gereği tespit edilen vizesiz seyahat hakkı nihayet hayata geçirilecektir. Hukukçu olarak bu deklarasyonun mahkemelerde ilgili hak sahibi Türkiye vatandaşları tarafından bir dayanak olarak ileri sürülebileceğini düşünmekteyiz.”

SORU: Anlaşmanın sonunda Ortak Deklerasyon yayınlanmamıştır. Anlaşma ile birlikte Vize Muafiyeti Süreci konusundaki ilk toplantının sonucunda 5 maddeden oluşan bir Protokol imzalanmıştır. Açıklamalı Yol Haritası ise bu Protokol’ün ekidir. Kastınız Protokol ise, bu Protokol’de, Yol Haritasında ve GKA’nda AB’de yaşayan 5 milyon Türkiye vatandaşı için herhangi bir hak sağlayan tek bir cümleyi, hükmü açıklarsanız, kamuoyu da bu memnuniyetinizi paylaşacaktır.

Ne GKA’nda ne de “Yol Haritası”nda ne de çok beğendiğiniz Protokol’de Türkiye AB Ortaklık Hukukunun ve ABAD kararlarının yaygınlaştırılarak uygulanacağına dair hiç bir ifade yoktur. Hukukçular olarak böyle bir çarpıtmayı nasıl ve neden yaptığınız anlaşılmamıştır.

Daha da ötesinde hukukçu olarak GKA ile AB mevzuatının ayrılmaz parçasını oluşturan Türkiye AB Ortaklık Hukuku ve ABAD kararlarının yaygınlaştırılarak uygulanması arasında nasıl bir koşutluk/koşullu ilişki kuruyorsunuz?

Hukukçu olarak bir Protokol’ün ve/veya Yol Haritasının Mahkemelerde delil olarak ileri sürülebileceği hakkındaki değerlendirmenizi, hukukçu olanlara değil, hukukçu olmayanların değerlendirmesine sunuyoruz. Belki tekrar olacak ama, Protokol’ün veya Yol Haritasının Türk vatandaşlarının yararına tek cümlesini açıklayınız?

10. “Anlaşmanın 18/2 maddesindeki yasal ikamet ve yasal çalışma kavramlarını AB-Türkiye Ortaklık hukuku çerçevesinde muğlak ve yoruma açık bulduğumuz için olumsuz değerlendiriyoruz. Zira Ortaklık Hukuku çerçevesinde Türk vatandaşları milli yasa ve mevzuata göre oturum/ikamet kartı veya vize olmasa bile belirli şartlara tabi olarak yasal olarak AB ülkesinde bulunma ve çalışma hakkına sahiptir. Bu durumdaki vatandaşlarımız dikkatli davranarak ikamet ve oturumuyla ilgili sorun yaşadığında yargıya başvurmalıdırlar. Bu durumda sınırdışı edilemeyecektirler.”

SORU: Siz GKA’nı, Protokol’ü ve Yol Haritasını okudunuz mu? Bu okumayı yaptıktan sonra sizden yeni bir değerlendirme bekliyoruz.

Eğer yaptığınız açıklamayı bu metinleri okuduktan sonra yaptıysanız, size Türkiye AB Ortaklık Hukuku konusunda daha önce yaptığınız açıklamaları basın arşivlerinden tekrar okumanızı öneriyoruz.

Mustafa Ayranci
HTIB,Genel Baskani

Diğer bir beklentimiz AB’de yerleşik bir kurum olarak AB’de yaşayan 5 milyon Türk vatandaşını kasıtlı şekilde yanıltmaktan, onlara zarar vermekten uzak durmanızdır.