Turkse-Nederlanders die in Nederland scheiden, moeten apart ook nog eens voor de Turkse wet scheiden. Turkije erkent de scheiding dat door de Nederlandse rechter wordt uitgesproken niet en dat brengt veel problemen met zich mee. Dat zegt advocaat Ejder Kose, lid van een groep vooraanstaande Turken die problemen van Turkse Nederlanders aan Turkse autoriteiten doorgeven om tot oplossingen te komen.
Kose heeft de Turkse regering gevraagd om het voorbeeld van Nederland te volgen als het gaat om het erkennen van scheidingen in het buitenland. ‘Als Nederlandse stellen in het buitenland scheiden, dan erkent Nederland deze buitenlandse scheiding wel’ wat veel ellende kan voorkomen, aldus Kose.
Nu moeten Turken na hun scheiding in Nederland, ook apart voor de Turkse wet scheiden. De procedures hiervoor kunnen oplopen tot enkele jaren, ‘waardoor de gescheiden stellen in de tussentijd wettelijk niet kunnen hertrouwen met een ander’. Ook kinderen worden volgens de advocaat de dupe van hiervan. In de praktijk komt het vaak voor dat kinderen die op de wereld komen van een tweede huwelijk automatisch op naam van het eerste huwelijk komen te staan. Dit komt omdat de stellen voor de Turkse wet nog niet gescheiden zijn en daarom ook niet kunnen trouwen met hun tweede partner.
© Demet TV
Lees hieronder de brief aan de Turkse regering. (Enkel in het Turks beschikbaar)
————
T.C. BAŞBAKANLIK
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı
Oğuzlar Mah. Mevlana Bulvarı No. 145
P.K. 06520 BALGAT-ANKARA-TÜRKİYE
Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Sekreterliği
Rotterdam, 24 / 09 / 2014
Konu : Kurul toplantısının gündemine alınması için öneri
Sayın Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet DAVUTOĞLU,
Sayın Başbakan Yardımcımız Prof. Dr. Numan KURTULMUŞ,
Sayin Başkanimiz Doç. Dr. Kudret BÜLBÜL,
5978 sayılı yasanın 17. maddesine göre oluşturulan Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu’nun belirlenen görevlerinden en temeli ‘yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının sorunlarının tespiti ve yapılacak çalışmaların koordinasyonu ile ilgili önerilerde bulunmaktır.’
24 Aralık 2010 tarihli ve 27795 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu’nun Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğinin 9’uncu maddesinin üçüncü fıkrasına dayanarak, gelecek ilk Kurul toplantısının gündemine alınması için alttaki önerilerde bulunmak istiyorum.
Hollanda’nın çeşitli bölgelerinde Türk Sivil Toplum Kuruluşları ile yaptığım istişarelerde, katıldığım etkinliklerde, bulunduğum topluluklarda ve takip ettiğim davalarda karşılaştığım Türk toplumunun/diasporanin mağduriyetine sebep olan bir hususu sizinle paylaşmak istiyorum.
Yurtdışındaki “Boşanma” Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi
Yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye’de geçerlilik kazanması süreci vatandaşlarımızın mağduriyetine sebep olmaktadır. Ülkemizde “tanıma ve tenfiz” davalarında, bütün şartlar oluşmuşsa dahi taraflara tebligat şartı bulunmaktadır ve taraflardan birinin başka bir ülkede ikamet etmesi durumunda bu tebligat prosedürü aylar hatta yıllar sürebilmektedir. Bu sürecin uzaması davanın neticelenmesini tamamen usuli sebeplerle geciktirmekte, yurtdışında alınan kesin hükümlerin ülkemizde geçerlilik kazanmasını zorlaştırmaktadır. Kaldı ki kanunda sayılı şartlar gerçekleştikten sonra kendisine tebligatın ulaşması beklenen taraf itiraz etse bile bu durum dava sonucunu değiştirmemektedir. Bu uzun süreçten çekinen veya dava için masraf yapamayacak durumda olan vatandaşlarımız ise bazen tanıma ve tenfiz davalarına hiç başvurmamaktadır.
Uygulamada yurtdışında boşanan birinin, bu kararla ilgili tanıma, tenfiz süreci devam ederken tekrar başka biriyle evlenmesi oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Bu gibi durumlarda, boşanma kararı ülkemizde geçerlilik kazanmadığı için yeni eşinden olan çocukları nüfusta eski eşi adına kaydedilmekte ve karışıklığa, vatandaşlarımızın mağduriyetine sebep olmaktadır.
Yurtdışında boşanıp ülkemize kesin dönüş yapan vatandaşlarımız da farklı bir şekilde mağdur olmaktadır. Şöyle ki yurtdışındaki boşanma kararı ülkemizde geçerli olmadığı için vatandaşlarımız tekrar evlenme niyetinde olsalar dahi resmi olarak evli görüldükleri için evlenememektedir. Tanıma ve tenfiz sürecine başvuran vatandaşlarımız evliliklerini yıllarca ertelemek zorunda kalmaktadır.
Yurtdışında alınan boşanma kararlarının çeşitli sebeplerle ülkemizde tanıma ve tenfiz davalarına konu edilmemesi veya edilmesine rağmen sürecin uzun sürmesi miras hukukunda da karışıklığa sebep olmaktadır. Boşanma kararının ülkemizde kesin hüküm teşkil etmemesi sebebiyle eski eş, boşandığı eşinin vefatı durumunda nüfus kayıtlarında halen kanuni mirasçı olarak görülmektedir.
Vatandaşlarımızın bahsettiğimiz mağduriyetlerinin önüne geçmek için bu süreci kısaltmak zaruriyeti bulunmaktadır. Ülkemizdeki uygulamaya alternatif olarak Hollanda hukukundaki uygulama gösterilebilir. Farklı ülkelerde alınan kesinleşmiş boşanma kararları, belediyelerce incelenmek suretiyle onaylanarak “idari bir işlemle” Hollanda iç hukukunda da geçerlilik kazanmaktadır. Böylece boşanma kararlarının geçerliliği talebi çok kısa bir sürede neticelenmekte, insanların mağduriyeti ortadan kaldırılmaktadır. Bu durum mahkemelerdeki gereksiz iş yükünün önüne geçmekte, zaman ve para kaybını engellemektedir. Belediyeler, başvuruda bir eksiklik tespit etmeleri durumunda “ret” kararı vermekte, tanıma, tenfiz talebi ancak bu durumda mahkemeye intikal etmektedir.
Bir başka alternatif ise ülkemizdeki mirasçılık belgesinin alınması sürecidir. Türkiye’de gereksiz yere mahkemeleri meşgul edip, vakit kaybına sebep olan mirasçılık belgeleri önceleri sadece Sulh Hukuk Mahkemelerinden alınabiliyorken, 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı kanunun 19. maddesiyle Medeni Kanun’da yapılan değişiklikle artık noterlerden de alınabilmektedir. Bu durum Sulh Hukuk Mahkemelerinin iş yükünü azalttığı gibi süreci hızlandırmış vatandaşlarımızın taleplerinin daha çabuk karşılanması sağlamıştır.
Kesinleşmiş bulunan boşanma kararlarıyla ilgili açılan tanıma ve tenfiz davalarının neredeyse tamamı olumlu sonuçlanmaktadır. Fakat başta tebligat işleminin uzun sürmesi olmak üzere çeşitli sebeplerden ötürü bu süreç yavaş ilerlemekte bazen ilgiliye tebligat yapılamaması sebebiyle neticelenmemektedir.
Yukarıda bahsettiğim Hollanda iç hukukundaki tanıma prosedürüne veya ülkemizde mirasçılık belgelerinin temin edilmesinde artık noterlerin de yetkili kılınmasına paralel olarak boşanma kararlarının tanınması ve tenfizi için ülkemizde belediyeler, nüfus idareleri veya noterler görevlendirilebilir. Başvuruda eksiklik bulunması veya tanıma kararının ciddi bir muhakeme sürecini gerektirmesi durumunda yetkili kılınan kurumlar ret kararı vererek olayın yine mahkemelere intikalini sağlayabilir. Böylece gerekli şartları taşıyan boşanma kararları kısa sürede ülkemizde geçerlilik kazanacak, eksiklik bulunan kararlar ise mahkemelerce değerlendirilecek, böylece adaletin hızlı ve sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi sağlanacaktır.
Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu üyesi olarak yukarda belirttiğim hususları sizlere iletmeyi bir görev olarak gördüğümü de belirtmek isterim. Ayrıca tanıma ve tenfiz davaları için bahsettiğim öneriler uygun bulunarak gerçekleştirilirse vatandaşlarımız büyük bir memnuniyet duyacak, ülkemizdeki mahkemelerin iş yükü azalacak, para ve zaman kaybının da önüne geçilecektir.
Böylesi bir gelişme, Hollanda ve Avrupa genelinde yaşayan Türk toplumuna çok büyük bir kolaylık sağlayacaktır.
En derin saygılarımla,
Av. Ejder Köse
Hollanda YVDK üyesi