I.v.m. de aankomende verkiezingen schrijft de Turks-Nederlandse Kamerlid Fatma Koser Kaya een brief aan het adres van de Turkse gemeenschap in Nederland. In een poging de kiezer aan zich te binden, vertelt zij in haar brief waar haar partij D66 voor staat.
Hieronder de brief van Fatma.
Sayın seçmen,
Ben Fatma Koşer Kaya, D66 partisinin 13. sırasında yer alan bir aday olarak sizlerle fikir ve öngörülerimi paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi seçimler halkın yönetime etkisini hissettirebildiği, istek ve mesajlarını direk olarak iletebildiği en önemli katılım noktasıdır. Bu nedenle öncelikle hepimizin oylarını kullanarak, bizleri en iyi şekilde temsil edecek olanı desteklemesi hepimiz için çok önemlidir.
Şu andaki siyasi görünüm itibariyle, Hollandalı seçmende keskin çizgilerle ayrışma vardır. Yabancı kökenli Hollandalılara karşı olan ve “ birlikte yaşam kültürü “ düşüncesini kabul etmek istemeyen partilerin oy oranları yükselmiştir. Bunun yanında birde görünüşde birlikte yaşama inanıyormuş gibi davranıp, insanları yönlendirmeye çalışanlar vardır. Bu nedenle, genel seçimlerde oy verecek bizlerin ama özellikle “ birlikte yaşama “ inananların bir kez daha düşünmesi gerekmektedir.
Ben Fatma Koşer Kaya, herkesin yaşam sistemine saygı gösterilmesi gerektiğini savunan ve bunu her zaman açıklıkla dile getiren D66 partisinin şu andaki milletvekili ve 13. sıra adayıyım. Bizlerin toplum olarak, “ birlikte yaşam “ düşüncesine sahip olan kişileri daha net ve kesin biçimde desteklemeleri gerektiğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz ve kısa sürede çözümlenemeyecek ekonomik sorunların çözümünde, vatandaşlarımızın iş ve staj yeri bulma konusundaki yaşadıkları zorlukların aşımında, memurların daha verimli çalışmaları için vermiş olduğum kanun teklifinin sonuca erdirilebilmesi için sizlerin desteğini istemekteyim.
Buna ek olarak ise, milletvekilliğine başladığımdan beri özellikle üzerinde çok durduğum “eğitim “ konusunda sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Eğer iyi eğitimli insanlar olursak, olaylara baktığımızda ve fikirleri dinlediğimizde zihnimiz bulanmadan, dinlediklerimize farklı anlamlar yüklemeden, temiz, berrak ve karşımızdakinin anlatmak istediği anlamıyla görürüz. Dinlediğimiz kişinin ağzından çıkan sözleri, gerekli temel hazırlıkları yapmış olarak, dikkatimizi yoğunlaştırarak dinlediğimiz için, söylenen sözleri gerçek anlamıyla, anlatılan olayları iyi tahlil ederek anlarız. Böylece sadece “ duyan “ değil, iyi bir “ dinleyen “ oluruz. İnsanları, her ne ve kim olurlarsa olsun itekleyerek değil, kucaklayarak yaklaşmalıyız. İnsanların yaşam şekilleri ve düşüncelerine karşı daha saygılı olabiliriz. İyi eğitimli insan; her zaman ve herkese karşı, doğru ve dürüst olmayı en önemli meziyeti sayıp, ciddi bir insan olmalıdır ki karşısındakine güven ve huzur verebilen insanlardan olsun. İyi eğitilmiş insan; öfkelendiği zaman, eyleme ve savunmaya geçmeden önce kendini ve yöntemini sorgulamalı, varolduğuna inandığı sorunu iyi ve sistemli bir şekilde gözden geçirebilmelidir. Karşılaştığı sorun ile ilgili haklılık veya haksızlık derecelerini öncelikle kendisine, insanlığına yakışır biçimde mantık süzgecinden geçirmeli ve sonrasında bu olay karşısındaki davranışını belirlemelidir. Soğukkanlılığını koruyarak, asla ve asla öfkesinin yakıcılığına kapılıp karşısındaki insanı kırmamalı, tamir edemeyeceği yanlışlara düşmemelidir. Hiç unutmamalıyızki, dil yarası en ağır yaradır ve bilinirki son pişmanlık fayda etmez ! İyi eğitilmiş insanlar, yapmayı düşündükleri bir iş veya bir konu sözkonusu olduğunda, başarı, iyi bir kazanç veya zafer gördüklerinde, önce bu ulaşacakları sonucun, adaletli doğru, dürüst, onurlu, herkes ve herşey için yararlı olup olmadığını düşünenlerdir… Son cümle olarak şunuda eklemek isterimki, eğitimden kasıt okullarda alacağımız diplomalar ve iyi notlar değildir. Öğretim gerçekten çok önemlidir ama, iyi ve şerefli bir insan olmanın yolu, sevgi saygı anlayış güven dolu, dürüst, uzun vadeye yayılan EĞİTİMLE aşılır…
Bu düşüncelerle, dönüşen ve gelişen dünyamızda artık insanlar ( ve insanların yönettiği devletler ) kamplara ayrılmamanın yolunu bulmak zorundadırlar. Devamlı olarak, tehditler ve tehlikelerden korkarak yaşamaya başlar, toplumdaki istikrasızlığın ve kötülüklerin kaynağının, bizden farklı olanlar olduğu aşağılayıcı bir biçimde dile getirirsek, önce ötekileştirdiklerimiz ve sonra hepimiz geleceğe yönelik umutlarımızı kaybetmeye başlarız.
Bu duygu ve düşüncelerle, seçimlerde beni destekleyen ve destekleyecek bütün seçmenlere ayrı ayrı şimdiden teşekkür ediyor hepinizi 12 Eylül 2012 tarihinde oylarınızı kullanmaya davet ediyorum.
Saygılarımla,
Fatma Koşer Kaya
D66 Milletvekili, D66 partisi 13. sıra adayı